27 Nisan 2016 Çarşamba

MY MAD FAT DİARY | DİZİ YORUMU




Dizi Adı: My Mad Fat Diary


"On yedi yaşında, şişman,
çatlak bir bakire olabilirsiniz…
Ve her şey buna rağmen yoluna girebilir.
 
Merhaba,
Ben Rae. Bazı sorunlarım var evet, ama ben bunları kabullendim. Hatta bu sebeple bir kliniğe bile yatırıldım.
Fakat okuyacaklarınız benim iyileşme hikâyem değil!
Kabul, belki biraz öyledir.
Yıllardır kilolarımla başım dertte. Bu kilolar yüzünden kendi yalnızlığımla etrafıma bir kale bile ördüm,
ama şimdi onu yıkma zamanı. Artık değişme zamanı.
Duvarları yıkıp insanları hayatıma dahil etme zamanı.
Hem artık aşkı doyasıya yaşamak ve içimde hissetmek istiyorum.
Biri gerçek beni tanısın istiyorum,
çılgın olan beni…"

 


Herkese Merhaba! Bu bugün ki 2. yayınım. Ama bu diziyi yeni bitirmişken tze taze yorumlamak istedim. Biliyorum, biliyorum. Bu dizi 2013 yapımı bir dizi ama blogum da bu dizinin yorumu olmasaydı sanırım üzüntüden kriz geçirir ve ölürdüm. 
Bu dizi aslında kitaptan diziye dönmüş bir dizi -The Walking Dead gibi. Sanırım o da kitaptan çevirmeydi. Öyle değilsi ağır fail oldu :D- Yazar bildiğim kadarıyla kendi hayatını anlatıyor -özetinde de kitabın arka sayfasını paylaştım zaten.- Hemen konusudan da bahsedeyim.
16 yaşındaki Rea (Rachel) 'in bazı psikolojik sorunları var -çoğu fazla kilolarından dolayı.- ve sürekli kendisine zarar veriyor. Bu yüzden klinikte falan yatıyor ve 16 yaşında da klinikten çıkıyor ama hala terapi almaya devam ediyor. Hastalığını da herkesten saklıyor. Klinikten çıktıktan sonrada çocukluk arkadaşı Chloe ile karşılaşıyor. Chloe onu gördüğüne çok seviniyor ve onu grubundaki arkadaşlarıyla tanıştırıyor. Ve işte sonra olaylar başlıyor.
Bu diziyi kendime çok yakın buldum bilmiyorum ama arada sinirimi bozan durumlar olmadı değil. Zaten 3 sezon sadece. Her sezon 7 bölüm hatta 3. sezon 3 bölüm. Bunu görmek beni fazla hayal kırıklığına uğratmıştı. 
Dizi de ve kitapta herkes üstte gördüğünüz Finn'den hoşlanıyordu. Büyük bir ihtimalle sizde hoşlanırsınız çünkü çocuk o kadar iyi ki hoşlanmamak mümkün değil. Doğruyu söylemek gerekirse ben birkaç bölüm Finn'in grubun bir üyesi olduğunu bile unutmuştum. Çünkü birkaç bölüm pek ön planda değildi. Ama ben Finn'i sevenlerin aksine Archie'yi daha çok sevmiştim onun resminide aşağıda görüyorsunuz zaten.
Hey! O tipsiz falan değil. Aksine çok şeker inanın bana Finn'i tanımadan önce bundan %100 hoşlanacaksınız. Ben de öyle oldu. 
Bu diziyi sevmemde ki bir etkende dizinin gerçeklere çok yakın olmasıydı.
Dizide bazı argo şeyler vardı her konuda. Siz anladınız zaten ne demek istediğimi. Eğer ben öyle şeylerden haz etmem derseniz diziyi kesinlikle tavsiye etmem ama rahatsız olmam derseniz tavsiye ederim. Bu arada ben beğendim diye beğenmek zorunda değilsiniz. Dizisi hatırına kitabıda okuyacağım -şuan elimde. Baktıkça çılgına dönüyorum.- Kitaptan çok fazla ümidim yok ama hadi neyse :D Her neyse çok uzattım bir sonraki yorumda görüşmek üzere.
Puan: 5/5




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder